Cumhuriyet Dönemi Şiirleri
Unutmak mı, delisin, Gitmesem de bekler orada deniz. Gelirsem, bilmelisin Benim beklememdir burada deniz.Gitmek gibi geleceğim Denizin delisine. Delinin denizi gibi…
Senin aydınlığın yetişir bana Güneşi istemiyorum Yıldızları istemiyorum Açma perdeleri Ben bu karanlığı seviyorum Ben yalnızlığı bu geceleriKaranlı………………..
Bir yolculuktu bu ve yolun sonunda Ulaşmak istediğinı kendimdi Yalnızlığımın parmak izlerini Bırakarak geçtiğim yollara İçi………………..
Azer Yaran’ın anısınaGitmiyor sonsuzluk denizi üstünden rüzgâr Gitmiyor Azer’in çan çiçeklerinden sesi Demek ölü otları aşarak geliyor Demek can çekişen taşlardan…
Cok sessiz şarkıyım karşılıksız gelip geçmelerin çiçeğindeBir güz ki yitirmiş kimliğini yaprağını döken dökeneBu ölüye kim söyleyecek ………………..
Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
Düşeli aşkın derdine, Bela bana düçar oldu. Âhım arttı…
Halk Edebiyatı
Tanzimat Dönemi
Gül ruhluların misali yoktur. Hurşidin o rengi âli yoktur. Ağyar ile ülfet etmek ister Ben…
Yedi Meşaleciler
Tümünü GörBütün saadetler mümkündür.. Şu kapının açılması, İçeri girivermen, Bahar, kuşlar, gündüz. Ve bütün dünya
Toplumcu Gerçekçi Şiirler
Yeniciler
Sıra hep son kadehe geliyordu Dudakların başkalarının masasında lâle Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha…
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin…
ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilime çünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülümenice kırmızı…
Alıp içinde sesler uçuşan bu aksamdan Hafızamı bir deniz kıyısına çeken yol, Aydınlık rüyaların peşine…
Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Çıngıraklar çalar kapılarda. Düzüldü uçsuz bucaksız alay, Bak, son hasam başladı…
Haddeden geçirip altını İpek teline sararlar Kalptan olur Altın yaldızı vururlar Ak gümüş üstüne ince…
Fecr-i Ati Edebiyatı
Yıldızlı semâlardaki haşmet ne güzel şey Mehtâba dalıp yâr ile sohbet ne güzel şeyDünyamızın üstünde…